Beyin Tümörü
Bu sayfada beyin tümörü, nedenleri, belirtileri, çeşitleri, teşhisi, tedavi yöntemleri, beyin tümörü ameliyatı ve sonrası hakkında detayları anlatmaya çalışacağım. Hepinize sağlıklı günler dilerim.
Beyin Tümörü Nedir?
Beyin tümörü beyinde yer alan anormal hücrelerin çoğalarak bulundukları bölgede beyine kitle etkisi yapmasıyla klinik belirtilerin oluşmasıdır. Bilindiği üzere hücreler insandaki en basit yapısal ve işlevsel ünitelerdir. Sağlıklı bir insanda yeni hücreler sadece yaşlanmış veya hasar görmüş hücrelerle yer değiştirmek üzere yapılırlar. Ancak yeni hücreler gereksinim olmadan yapıldıklarında ve bu süreç anormal çoğalma ile birlikte olduğunda beyinde kitle oluştururlar, oluşan bu kitle halk arasında beyin kanseri tıpta ise beyin tümörü olarak adlandırılmaktadır. Oluşan tümörler beyin dokusuna bası yapabilirler veya doku içinde geniş bir şekilde yayılma gösterebilirler. Ayrıca beyin tümörleri santral sinir sisteminde beyin omurilik sıvısının akımını yavaşlatarak veya akımı tamamen durdurarak kafa içi basıncında artışa neden olabilirler.
Beyin Tümörü Neden Oluşur?
Beyin tümörü, beyin dokusunun anormal büyümesi ile oluşmaktadır. Eğer tümör, beyinden köken aldıysa primer (birincil) beyin tümörü olarak adlandırılmaktadır. Birincil beyin tümörleri de benign (iyi huylu) ve malign (kötü huylu) olarak sınıflanırlar. Beyin tümörlerinin toplumda görülme sıklığı 100000 kişide 3-5 arasında değişiklik göstermektedir.
Beyin Tümörüne Yol Açan Nedenler Nelerdir?
Bu konuda birçok çalışma yapılmaktadır. Kesin suçlanacak neden, henüz yok denecek kadar azdır. Ancak bazı etkenlerin beyin tümörü gelişmiş hastalarda daha sık rol aldığı bilinmektedir. Bu etkenler erkek cinsiyet, beyaz ırk, 65 yaş üstü olarak sıralanabilir. Radyasyona maruz kalmanın, radyasyon tedavisinin beyin tümörü riskini artırdığı bilinmektedir. Bazı beyin tümörleri de ailesel aktarım gösterirler. Plastik ve tekstil sanayi de kullanılan bazı hammaddeler de risk faktörü olarak belirlenmiştir.
Beyin Tümörleri Kimlerde Daha Çok Görülür?
Sarı ırkta ve kadınlara oranla erkeklerde görülme oranı daha çoktur. Menenjiom denilen iyi huylu beyin tümörleri daha çok kadınlarda görülmektedir. Beyin tümörü her yaş aralığında görülebilir. Kötü huylu olanlar daha çok çocuklarda ve 60 yaş üzerinde görülürken, iyi huylu beyin tümörleri ise geri kalan yaş aralıklarında daha sık karşılaşılan beyin tümörleri olarak karşımıza çıkarlar.
Beyin Tümörü Çeşitleri
Genel olarak beyin tümörleri iyi huylu, kötü huylu ve metastatik beyin tümörleri olarak 3’e ayrılır.
İyi Huylu Olan Beyin Tümörleri Nelerdir?
İyi huylu beyin tümörleri kanseröz değildir. Yavaş büyürler, çoğunlukla belirgin sınırları vardır. Nadiren yayılım gösterirler. İyi huylu tümörler de tehlikeli olabilirler. Beyinin kritik işlev gören bölümlerine bası yapabilir veya o bölgeleri hasarlayabilirler. Bazen de iyi huylu beyin tümörleri, ulaşılması çok zor olan veya o bölgede cerrahi yapıldığı zaman komplikasyon oranları yüksek bölgelerde bulunup yaşamsal tehdit oluşturabilirler. Hasarlanma yaptıkları bölgelerde ciddi işlev kaybına da neden olurlar. İyi huylu beyin tümörleri genellikle cerrahi tedavi ile çıkarılırlar. Nüks olasılıkları daha azdır. Çok nadiren iyi huylu beyin tümörleri, malign (kötü huylu) beyin tümörlerine dönüşüm gösterirler.
Kötü Huylu Olan Beyin Tümörleri Nelerdir?
Kötü huylu beyin tümörleri kanserözdür. Yani tümör dokusu içinde kanser hücreleri vardır. Tipik olarak hızlı büyürler. Sağlıklı çevre beyin dokusuna yayılırlar. Bu tümörler ciddi yaşamsal tehlike oluştururlar. Çok nadiren omuriliğe yayılım gösterirler.
En Sık Metastatik (ikincil) Beyin Tümörleri Nelerdir?
Metastatik beyin tümörleri, bedenin herhangi bir yerindeki kanser hücrelerinin kan yoluyla yayılımı sonucu görülür. Herhangi bir organında kanser bulunan hastaların yaklaşık 1/3’inde bir veya daha fazla metastatik beyin tümörü vardır. Bu tip tümörün riski 45-65 yaş aralığında artar, 65 yaş sonrası ise en yüksek olasılığa ulaşır.
Beyine en çok yayılım gösteren kanserler şunlardır:
• Meme kanseri
• Kolon kanseri
• Böbrek kanseri
• Akciğer kanseri
• Deri kanseri (melanoma)
Metastatik beyin tümörleri kan yoluyla yayılım gösterir. Bu tümörler her zaman kötü huylu tümörlerdir. Tümörün birincil kanseröz dokudan kan yoluyla yayılımı sonucu, beyin yarı kürelerinde veya beyincikte yerleşim görülür. Kanser ayrıca omurgaya da yayılım gösterebilir. Omurgaya yayılanlara da metastatik omurga tümörleri denir. Metastatik beyin tümörleri hızla büyür ve yakınındaki beyin dokusunu hasara uğratır. Bazı hastalarda beyinde birden fazla alanda metastatik odak saptanabilir. Bazı metastatik beyin tümörleri başka organda yerleşik birincil kanserin saptanmasından yıllar sonra beyine metastaz yaparlar.
Ancak çoğu beyin metastazının, birincil tümörün saptanmasından önce beyin dokusuna yerleştiği görülür. Bazı hastalarda da, beyinde metastaz saptandığı halde başka organda yerleşik birincil tümör bulunamaz.
Metastatik beyin veya omurga tümörleri için tedavi yolları şunlardır:
• Cerrahi ve/veya radyocerrahi
• Radyoterapi
• Kemoterapi
Çocuk Beyin Tümörleri Erişkinlerden Neden Farklıdır?
Çocuklarda beyin tümörleri farklı hücre gruplarından ve erişkine göre beynin daha farklı bölgelerinden gelişirler. Çocukluk beyin tümörleri erişkinlere göre daha erken tanınabilirler. Bunun nedeni belirti ve bulguların çocuklarda daha belirgin olması, ebeveynlerinin yakın ve özenli takibidir. Belirti ve bulgular hafıza, öğrenme, duyma, görme, koku alma veya duygulanım ile ilgili olabilir.
Çocuklardaki beyin tümörlerinde;
• Aynı tip tümör erişkine göre daha farklı semptomlar verir.
• Erişkine göre tedavi farklılık gösterebilir.
• Çocuklarda düşük evreli malign (kötü huylu) tümörün, yüksek evreli hale dönüşümü daha seyrektir.
• Yaşamda kalma şansı erişkinlere göre daha fazladır.
Beyin tümörleri çocukta ikinci en sık görülen kanser türüdür. Beyin tümörleri tüm çocuk kanserlerinin %21’ini oluşturur. Her yaş çocukta beyin tümörü görülebiliyor olmasına rağmen, 7 yaş altı daha riskli dönemdir. Omurilikte yer alan tümörler de çocukluk çağında görülebilir. Ancak bunların görülme oranı beyin tümörlerinden daha azdır.
Çocukluk Çağında En Sık Görülen Beyin Tümörü Tipleri Nelerdir?
En sık görülen tümör gliomlardır. Köken aldıkları hücreye göre, yere göre farklı adlarla sınıflanırlar. Örneğin bulunduğu yere göre adlandırmaya örnek: Beyin sapı gliomu, köken aldığı hücreye örnek vermek gerekirse, primitif nöroektodermal tümörlerden söz edilebilir. Bu tümörler beyincikte yer aldıklarında medulloblastom olarak adlandırılırlar ve hızla büyüyerek beyin omurilik sıvısı akışını engelleyerek kafa içinde basınç artışına neden olurlar. Medulloblastom beyinin diğer kısımlarına ve omuriliğe yayılabilir.
Beyin Tümörünün Belirtileri Nelerdir?
Beyinin farklı bölümleri, farklı işlevleri kontrol eder. Dolayısıyla belirti ve bulgularda farklılık gösterir. Tümör boyutu, yerleşim yeri ve boyutundaki genişleme hızı, belirti ve bulguların ortaya çıkışında en önemli etkenlerdir. Genelde ortaya çıkan belirti ve bulgular (bu bulguların bir veya birkaçı bir arada bulunabilir);
Baş ağrısı
Nöbetler ve bayılmalar
Düşünme, konuşma ve kelime bulmada güçlük ve/veya yavaşlama
Kişilik ve davranış değişiklikleri
Bedenin bir kısmı veya bir yarısında kuvvetsizlik
Denge kaybı, baş dönmesi, sersemlik
Duyma kaybı
Görme bozuklukları
Bilinç bulanıklığı ve oryantasyon bozukluğu
Hafıza kaybı
Beyin Tümörü Teşhisi Koyma Aşaması
Teşhis koyma aşamasında hasta öyküsünü dinlemek ve sonrasında yapılacak nörolojik muayene çok önemlidir. Burada edinilen bilgiler doğrultusunda hastaya teşhisi koymak için radyolojik inceleme ve elektrofizyolojik tetkikler istenir.
Radyolojik İnceleme Teknikleri Nelerdir?
Nörolojik Muayene Nasıl Yapılır?
Muayene için beyin cerrahına gittiğinizde öncelikli olarak size ve/veya yakınlarınıza şikayetinizin veya şikayetlerinizin ne olduğu sorulur. Sonrasında bu şikayetlerin ne kadar zamandır olduğunu, süresi ve diğer detayları sorgulanır. Daha sonra ayrıntılı bir nörolojik muayene yapılacaktır. Nörolojik muayenede görme, duyma, kuvvet, duyu, denge, koordinasyon, refleksler, düşünme yeteneği ve hafıza, hatırlama işlevleri değerlendirmeye alınır. Bu değerlendirme sonucunda eğer radyolojik inceleme gerekirse size hangi incelemelerin yapılacağı ve gerekçeleri anlatılır.
Anjiogram
Anjiogram bir tür X ışını ile inceleme yöntemidir. Bu inceleme ile beyin atar damarları ve toplardamarları gösterilir. Size kontrast madde enjeksiyonu yapılır ve sonrasında da beyinin damarlanması görüntülenir. Böylece damarlanma yapısındaki anormallikler (anevrizma-beyinde baloncuk, arteriovenöz malformasyon-damar yumağı gibi) saptanmış olur.
Bilgisayarlı Beyin Tomografisi
Bilgisayarlı beyin tomografisinde de X ışını yardımıyla inceleme yapılır. İncelemede beyinin 3 boyutlu görüntülemesi, X ışını farklı açılarda kullanılarak elde edilir. Bu görüntüler özel bir yazılım aracılığı ile bilgisayarda görüntüye dönüştürülür ve beyindeki anormallikler veya tümör saptanır. Bilgisayarlı beyin tomografisi özellikle kemik dokuya komşuluğu olan veya kemik dokuda hasar yaratmış beyin tümörlerinin tanısında oldukça yararlıdır. Bu tanı aracı ile ayrıca doku hasarlanması, kanama, kemik-doku kalsifikasyonları da saptanabilir. Bilgisayarlı beyin tomografisi günlük klinik kullanımda, daha çok acil durumlarda ilk tercih tanı aracı olarak kullanılmaktadır.
Magnetik Rezonans Görüntüleme
Beyin dokusunu en iyi görüntüleyen tanı yöntemlerinden biridir. Bu tanı yönteminde X ışını yerine manyetik dalgalar ve radyo dalgaları kullanılmaktadır. Bilgisayarlı beyin tomografisine göre beyin dokusunu çok daha iyi görüntüleyen bir tanı yöntemidir. Son yıllarda beyin ve sinir cerrahlarının vazgeçilmez tanı araçlarından biri olmuştur. Manyetik rezonans görüntüleme ile beyin dokusunun yan dikey, ön dikey ve yatay kesitsel görüntülerinin alınması ve tümoral oluşum ile çevre dokuların ilişkisinin görüntülenmesi mümkündür. Bazı olgularda hastalara kontrast madde verilerek ek görüntüleme yapılması gerekebilir.
Manyetik Rezonans Spektroskopi
Bu tanı yöntemi de manyetik rezonans görüntüleme yönteminin bir parçasıdır. Manyetik rezonans görüntüleme ile çok benzer yönleri vardır. Özel bir yazılım aracılığı ile beyinde belirlenen bir bölgeye ait biyokimyasal değişiklikler saptanabilmektedir. Manyetik rezonans görüntüleme ile enfeksiyon, inme, Alzheimer Hastalığı, multipl skleroz, radyasyon sonrası skar oluşumu ve tümör tanılarına yardımcı bilgiler elde etmek mümkündür.
Difüzyon Tensor Görüntüleme
Bu görüntüleme yönteminde beyinin beyaz cevher yollarındaki su akımı ölçümü yapılır. Burada beyinin o andaki yapısal durumuna ait görüntüsü saptanır. Daha sonraki dönemlerde bu görüntü ile yeni görüntüler arasında karşılaştırma yapma olanağı sağlanmış olur. Bu görüntüleme tekniğinin önemi, tümör ve beyaz cevher yapı ilişkisini göstermesi ve ameliyatta cerrahın olabildiğince bu yolların hasarlanmasını önlemesine katkıda bulunmaktır.
Fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme
Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme ile beyinin özel işlev gören alanlarının saptanması sağlanır. Örneğin konuşma merkezi, bedenimizde motor hareketleri sağlayan bölgelerin görüntülenmesi gibi. Bu tekniğin işleyişi standart manyetik rezonans görüntüleme gibidir. Ancak kan damarlarındaki oksijen miktarının ölçümünü ve bunlardaki küçük değişimleri sağlayarak daha ileri bilgi düzeyi sağlar. Oksijen miktarındaki bu değişimler, organın hangi bölgelerinin işlevsel olduğunu gösterir. Örneğin konuşma merkezi ve ona yakın olan bir tümörün ilişkisinin detaylandırılması gerektiğinde; hasta çekim sırasında elindeki bir sayfadaki yazılanları okur, aynı sırada özel yazılımlar kullanılarak yapılan görüntülemede konuşma merkezi saptanır. Tümörün bu bölgeyle komşuluk ilişkisi belirlenir. Beyin ve sinir cerrahı da bu bölgeye yapacağı cerrahi müdahaleyi daha detaylı planlama şansına sahip olur.
Biopsi - Doku Örneği Analizleri Açıklaması
Biopsi, cerrahi sırasında örnek alınan tümör dokusunun patoloji uzmanlarınca değerlendirilmesi sonucu, beyin ve sinir cerrahına son derece önemli bilgiler veren bir tanı yöntemidir. Bu doku örneği cerrahi sırasında alınırsa, buna açık biopsi denir. Eğer tümör beyinin çok kritik işlevler yapan bir bölümünde ise veya buradan tümörün çıkarılması sırasında ciddi hasarlanma olasılığı varsa ya da hastada ameliyat sürecini tamamlayamayacak sağlık sorunları varsa, tanı amaçlı yapılabilecek bir diğer biopsi alma yöntemi de stereotaktik beyin biopsisidir. Bu yöntemde, hastaya özel bir başlık takılarak ve bilgisayar yardımı ile tümörün yeri 3 boyutlu yeri saptanır ve biopsi alınır. Alınan biopsi, patoloji uzmanınca değerlendirilir ve tanı konur. Beyin ve sinir cerrahı bu süreçten sonra hastalığın seyri hakkında daha net konuşabilir, ek tedavileri veya ikinci ameliyat gerekecekse planlayabilir. Bu nedenle patolojik tanı hem hasta yönünden hem beyin cerrahı yönünden hayati önem taşır.
Pozitron Emisyon Tomografi
Bu inceleme ile hücrelerdeki büyüme gibi değişimler saptanır. Hastalara çok düşük doz radyoaktif glukoz enjekte edilir. Tümörün evresine bağlı olarak, tümör çevre normal dokulara oranla bir miktar radyoaktif glukozu emer ve bu radyonükleer görüntüleme yazılımları ile tümör dokusu saptanır. Pozitron emisyon tomografi, tümörün hangi ciddiyette büyüdüğü hakkında kabaca bir fikir verir.
Beyin Omurilik Sıvısı İncelemesi
Lokal anestezi altında bel bölgesinden iğne ile girilerek beyin omurilik sıvısı alınır. Bu alınan sıvıda biyokimyasal ve patolojik incelemeler yapılır. Hasta 1-3 saat dinlendirildikten sonra evine gönderilir.
Beyin Tümörü Tedavisi, Beyin Tümörü Ameliyatı ve Hazırlık Süreci
Beyin tümörü teşhisi her hasta ve yakını için duyguları açısından zor bir dönemdir. Bu dönemde hastalar olabildiğince hastalıkları hakkında geniş bilgi almak, hatta bu bilgileri birkaç beyin ve sinir cerrahisi uzmanından doğrulatarak karar vermek isterler. Ameliyata karar veren hastanın hekimini seçmede de kararsız kaldığı zamanlar olacaktır. Bu kararsızlık sürecinde hastanın ailesinin desteği çok önemlidir. Tanısı kesinleşen hastada, size tarafımdan hastanın öyküsü, muayenesi ve görüntüleme yöntemleri bulguları ışığında ayrıntılı bilgi verilecektir. Verilecek bilgiler tümörün yeri ve cerrahi zorluğu, görüntüleme yöntemleri ışığında ön tahmin olarak iyi veya kötü huylu tümör olasılığı, planlanan cerrahi yöntem, ameliyat süresi, ameliyat sonrası yoğun bakım süreci, toplam hastanede kalış süresi, ameliyatın hayat kalitesini etkileme oranı, cerrahi ve yaşamsal riskler, ameliyatın mali boyutu içerir. Ameliyatınıza karar verdikten sonra ameliyat öncesi gerekli laboratuar ve görüntüleme yöntemlerini içeren tetkikleri hazırlayıp sizi anesteziyoloji bölümüne gönderip onay almamız gerekecek.
Onayı takiben ameliyat öncesi son aşama ameliyat gününe beraber karar vermemizdir. Hastanın acil bir klinik tablosu veya önceden yatarak düzeltilmesi gereken sistemik bir hastalığı veya genel durum bozukluğu yoksa bu durumda genellikle ameliyatın olacağı sabah hastamızın hastaneye yatması yeterli olacaktır. Tedavi seçenekleri ise tümörün tipine, yerleşim yerine ve literatürde yer alan tedavi sonuçlarının analizine göre belirlenir. Ancak genel olarak bakıldığında seçenekler cerrahi tedavi, radyasyon tedavisi (ışın tedavisi) ve kemoterapidir. Beyin tümörlerinin çoğunda cerrahi girişim ön planda tutulan tedavi yöntemidir. Ancak beyin sapında lokalize bazı tümörlere cerrahi yolla ulaşmak ve tedavi yapmak olanağı olmayabilir. Bu durumda seçenek radyoterapi (ışın tedavisi) olabilir.
Beyin Tümörlerinin Tedavisinde Kraniotomi (kafatasını açma) İşlemi Nasıl Yapılır?
Beyin tümörü ameliyatı genel anestezi altında yapılır. Önce ameliyat yapılacak alandaki saç kesilir. Hastanın başına pozisyon vermek ve operasyonda başın oynamasını engellemek amacıyla çivili başlık takılır. Sonrasında cerrahi saha antiseptik solüsyonla silinir. Daha sonra cerrahi sahanın kenarı steril cerrahi örtülerle örtülür. Diğer cerrahi donanımın tam olarak hazırlanmasını takiben kraniotomi işlemine başlanır. Cilde önceden çizilen sınırlarda kesi yapılır ve cilt, ciltaltı, galea, periost denilen dokular kemik üzerinden sıyrılır ve özel bir matkap ile kafatasında planlanan büyüklükte kemik parça çıkarılır. Çıkarılan parça, beyin tümörü ameliyatı sonunda tekrar kapamak üzere saklanır. Kemik parça çıkarıldıktan sonra karşımıza gelen doku beyini çepeçevre saran beyin zarı tabakasıdır. Bu zar da uygun biçimde açıldıktan sonra beyin dokusuna ulaşılır. Beyin tümörü ameliyatında cerrahi saha beyinde derin ve önemli bir bölgede ise beyin dokusuna en az hasarı vermek için navigasyon denilen bilgisayar destekli bir sistem de kullanılabilir. Ameliyat mikroskop altında yapılır. Beyin dokusunda kesi yapılacak yer haricindeki beyin dokusu alanı yumuşak pamuklarla korumaya alınır ve ardından planlanan yerden küçük kesi uygulanır. Beyin tümörü ameliyatında en az riskli ve en az oranda beyin dokusuna hasar verecek bir koridor seçilerek tümör dokusuna ulaşılır. Bu noktadan sonra tümör uygun cerrahi teknikle çıkarılır. Tümörün çıkarılma sürecinde gerek ameliyathane koşulları gerekse cerrahi aletler yönünden en modern teknoloji kullanılır. Beyin tümörü ameliyatında cerrahiyi sonlandırmadan önceki en öçnemli aşama çok dikkatli kanama kontrolü yapılmasıdır. Bu aşama da tamamlandıktan sonra beyin zarı denilen dura tabakası kapatılır ve ameliyatın başında çıkarılan kemik parçası yerine konur ve kafatasına tespit edilir. Sonrasında kemiğin üstünü örten periost, galea, ciltaltı ve cilt kapatılarak ameliyat sonlandırılır. Bazı tümörler beyin zarını ve kemik dokuyu haraplayabilirler, bu durumda beyin zarı ve kemik çıkarıldıktan sonra yerine biyolojik uygunluğu olan sentetik dokular kullanılarak tamir yolu seçilebilir. Kafa arka çukuru ameliyatlarında da bazen ameliyat sahasındaki kemik dokusu daha küçük parçalar halinde çıkarılır ve sonrasında burası yine yukarıda söz ettiğim sentetik dokular kullanılarak onarılır ve kozmetik olarak da o bölgenin düzeltilmesi sağlanır.
Beyin Tümörü Ameliyatı Sonrası Merak Ettikleriniz
Beyin tümörü ameliyatı sonrası önce anestezi bölümünün hasta uyandırma ünitesine, sonrasında yoğun bakıma alınacaksınız. Hasta olarak en çok merak edilen ve belki de korkulan yer olan yoğun bakım süreci, hem teknolojik olanakların yaygınlaşması hem de eğitimli yoğun bakım personelinin desteği ile daha rahat ve katlanılabilir olarak geçmektedir. Beyin tümörü ameliyatı sonrası yoğun bakıma alınan hasta, uyandığında doğal olarak var olan durumunu anlamaya çalışacaktır. Kolundan serum bağlanmış, idrar sondası olan, göğüs bölgesinden kalbinin düzenini izlemek için kablolar takılı bulunan, başında ameliyat yapılmış yeri pansuman malzemesi ile kapatılmış olan, el parmaklarının birinde kan oksijen durumunu ölçen başka bir kablo takılı olan bir hasta konumundadır. Beyin tümörü ameliyatı sonrası hastanın bilincini sık aralıklarla kontrol etmek gerektiğinden, özellikle ilk gece hasta sık aralıklarla uyandırılacaktır. Bu nedenle hasta ilk geceyi kısmen uykusuz geçirecektir. Ayrıca hasta sakin olmalı ve kendi durumunu anlamaya çalışırken aşırı hareketlerden kaçınmalıdır. Hastalarımızın ameliyat öncesi böylesine açık bilgilendirilmesi, beyin tümörü ameliyatı sonrası yoğun bakım sürecinin daha rahat geçmesi için ön koşuldur. Bilinci açık hastaya yoğun bakımdaki ilk geceyi geçirdikten sonra durumuna uygun beslenme rejimi başlanır ve hasta yürütülür. Hastaya 1.gün kontrol beyin tomografisi çekilerek ameliyat sahası hasta odasına alınmadan önce son kez kontrol edilir. Genellikle hasta ikinci günden sonra kattaki odasına alınır. Odasında da ortalama 3-5 gün kalan hasta taburcu edilir. Taburcu olan hastanın dikişleri 8-10. günde alınır. Hasta eve gönderilirken bazı ilaçları kullanması gerekecektir. Bunun için hastaya ilaçlarını nasıl kullanacağını belirten bir yazılı not verilerek, ilaçlarını düzenli kullanması sağlanır.
Beyin Tümörü Ameliyatı Sonrası Komplikasyonlar
Beyin tümörü ameliyatı sonrası uyanan hastada en sık rastlanılan şikayet baş ağrısı, halsizlik ve yorgunluk hissidir. Baş ağrısı birkaç gün sürebilir. Hastanın halsizlik süreci ise daha fazla sürebilir. Beyin tümörü ameliyatı sonlandırılırken en önemli aşamalardan biri beyin dokusunda kesinlikle kanama olmamasının sağlanmasıdır. Ancak tüm gösterilen özen ve dikkate rağmen ameliyat sonrası kanama nedeniyle hastaların yeniden acil şartlarda ameliyata alınması gerekebilir. Enfeksiyon sorunu ise yara yerinde, kafatasını oluşturan kemik dokuda veya beyin dokusunda oluşabilir. Bu durumda da ilaç tedavisi ve/veya cerrahi tedavi yapmak gerekebilir. Beyin tümörü ameliyatı sonrası görülen diğer bir sorun da beyin ödemidir. En basit anlatımla beyin dokusundaki hücrelerin su içeriğinin artmasıdır. Çoğunlukla steroid içeren ilaç (kortizon) ve/veya beyin hücresi su içeriğini azaltmaya yarayan bir grup ilaç kullanılarak beyin ödemi sorunu çözümlenebilir. Beyin tümörü ameliyatı sonrası bazen de beyin içinde bulunan su kesecikleri içindeki beyin omurilik sıvısının dolaşımının bozulması sonucu kafa içi basıncında artış görülür.
Bu durumda beyin su kesesi içine konan tüp ile beyin omurilik suyu dışarıdaki bir torba içine veya karın boşluğu içine yerleştirilen kateterle karın boşluğuna yönlendirilerek kafa içi basıncı azaltılır. Tümöral oluşumun bulunduğu yer, büyüklük, beyin tümörü ameliyatında kullanılan cerrahi yöntem ve yola göre bazen hastalarda kol veya bacaklarda kuvvet kaybı, düşünme, görme ve konuşma, olayları değerlendirme ve yargılamada sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sorunlara ait riskler, ameliyat öncesi yapılan görüntüleme yöntemleri ile kısmen öngörülebilir. Bu sorunların büyük kısmı beyin tümörü ameliyatı sonrası zamanla azalır veya kaybolur. Ancak bazı bozukluklar kalıcı olabilir. Hastalar ameliyat öncesinde tümörün yaptığı etkiyle, ameliyattan sonra da cerrahinin yarattığı etkiyle nöbet (epileptik atak) geçirebilirler. Bu durumda hastaya epilepsi hastalarında kullanılan ilaçlardan birinden başlanır. Hastanın bu ilacı düzenli kullanması sağlanır. Çünkü bu ilaçların etki edebilmeleri için belirli bir kan düzeyinde olması gerekir. Beyin tümörü ameliyatı sonrası verilen epilepsi ataklarını önleyen ilaç düzeyi 20 günlük kullanım sonrası kontrol edilerek, gerekirse doz ayarlaması yapılmalıdır. Ayrıca birçok epileptik atak önlemeye yönelik ilaç karaciğer üzerine ve kan tablosuna olumsuz etki yaratma potansiyeline sahiptir. Bu nedenle 3 ayda bir tam kan ve karaciğer fonksiyon testleri yapılarak hastanın kontrol edilmesi gerekir. Ayrıca nöbet geçiren hastalar yaşamlarında bazı durumlarda (araç kullanmak, denizde yalnız başına yüzmek gibi) özel dikkat göstermeli ve kendi yaşamıyla beraber diğer bireylerin de yaşamını tehlikeye atmamalıdır.
Beyin Tümörü Ameliyatında Başarı Oranı
Beyin ve sinir cerrahisinde çok çeşitli özelliklerde beyin tümörü ile karşılaşılmaktadır. Beyin tümörü ameliyatında başarı oranları tümörün iyi veya kötü huylu özellikte olması, tümörün beyinde yerleşim yeri, cerrahın deneyimi, cerrahi sonrası uygulanacak ek tedavi gereklilikleri ile oldukça değişkenlik gösterir. Eğer iyi huylu ve beyinde yerleşimi zor olmayan bir bölgede yerleşik beyin tümörü varsa cerrahın deneyimi de yeterliyse tümörün tümüyle çıkarılma olasılığı çok yüksektir ve çoğunlukla başka bir tedavi seçeneğine gerek yoktur. Tam çıkarılamayan iyi huylu beyin tümörlerinde radyocerrahi uygulamaları bir seçenek olarak değerlendirilmelidir. Kötü huylu beyin tümörlerinde ise tümör tamamen çıkarılamayabilir ve bunun sonrasında radyoterapi, kemoterapi, radyoterapi veya radyocerrahi uygulamalarına gereksinim duyulabilir.
Beyin Tümörlerinde Radyoterapi, Radyocerrahi ve Kemoterapi
Beyin tümörü ameliyatı sonrası radyoterapi (ışın tedavisi) beyin cerrahisi pratiğinde çok kullanılan diğer bir tedavi yöntemidir. Bazen de tümörün bulunduğu yerin cerrahi tedavi ile çok ciddi sorunlar çıkartabilecek yerde olması veya hastanın genel durumunun ameliyata uygun olmaması nedeniyle radyoterapi ameliyat yapılmadan da uygulanabilir. Radyoterapide tedavi edici ışın kitlesi, beyin tümörü ameliyatı sonrası dönemde bilgisayar destekli aletlerle beyinde tümörün çıkarıldığı veya bir kısmının çıkarılıp diğer kısmının beyin dokusunda bırakıldığı alana ve çok yakındaki çevre beyin dokusuna uygulanır. Radyoterapi sonrası ciltte kızarıklık, deri hassasiyeti, saç dökülmesi, bulantı, kusma görülebilir. Ayrıca beyin dokusunda ödem (beyin dokusunun su içeriğinde artma) ve buna bağlı kafa içi basıncında artış görülebilir. Çocuklarda radyoterapi yapılmasına ancak çok gerekli olduğu anlarda karar verilir. Çünkü çocuklarda radyoterapi büyüme, gelişmeye oldukça olumsuz etki ederken beyin kognitif işlevlerinin (düşünme, yargılama, karar verme, entelektüel işlevler) bozulmasına da yol açar. Bu nedenle çocuklarda beyin tümörü ameliyatı cerrahi sonrası tedavi planının yürütülmesinde klinikler arası konsültasyonlara (beyin ve sinir cerrahisi, radyasyon onkolojisi, medikal onkoloji, çocuk hastalıkları) daha çok gereksinim duyulabilir. Radyocerrahi uygulamaları (gamma knife, cyber knife) ise beyin tümörü ameliyatı yapılması için uygun olmayan tümörler ile ameliyat sonrası tam olarak çıkarılamamış tümörler için kullanılır. Son 10 yılda çok popüler hale gelmiştir. Yüksek doz radyoaktif ışın tedavisi, özel çekim beyin MR görüntülemeyle belirlenen tümör alanına çevre dokuya zarar vermeyecek şeklide uygulanır. Kemoterapi ise beyin dokusunda yerleşik veya beyin tümörü ameliyatı sonrası kalan kanser hücrelerini öldürmek için kullanılan tedavi yöntemidir. Ameliyattan sonra kullanımını belirleyen en önemli etken, tümörün patoloji bölümünden gelecek sonucudur. Bazen de özellikle çocuklarda radyoterapinin olumsuz etkilerinden kaçınmak ve çocuklara radyoterapiden en az etkilenecekleri döneme kadar zaman kazandırmak için uygulanır. Kemoterapi belli aralıklı dönemler halinde uygulanır. Bu uygulama hastaların, ilaçların olumsuz etkilerinden daha az etkilenmesini sağlamak içindir. Kemoterapi sürecini planlayan bölüm medikal onkoloji klinikleridir. Bir de beyin dokusunda tümör çıkarıldıktan sonra oluşan boşluğa yerleştirilen yavaş ilaç salınımlı kemoterapi ajanları vardır. Bunlar ameliyat sahasına konduktan sonra ameliyat sahasının kapatılması standart yöntemle yapılır. İlaç yavaş salınarak beyin dokusu içine dağılarak etki yaparak tümör hücrelerini öldürür.
Beyin Tümörü Tanısında Kullanılan Diğer Testler
Bazı kan ve idrar testleri bazı tip (örneğin hipofiz tümörü gibi) beyin tümörlerinde gereklidir. Bu testlerle hastaki hormon ve metabolitlerinin düzeyine bakılır ve alınan sonuçlar diğer radyolojik tanı yöntemlerinden alınan sonuçlarla beraber değerlendirilir.
Beyin Tümör Ameliyatı Sonrası Yaşam
Hastalar beyin tümörü ameliyatı ameliyatı başarıyla sonlanıp, hastaneden taburcu olduğu zaman hastamız ve ailesi için tamamıyla farklı bir yaşam başlamış, olacaktır. Bu yaşam tarzının nasıl olacağı ve bu aşamadan sonra ek tedavi gerekip gerekmeyeceği konusunda birçok etken arasında en önemlisi; hastanın patolojik tanısıdır. Patolojik sonuca bazen ameliyatlarda uygulanan acil patolojik çalışma ile (frozen (dondurulmuş) doku biopsisi) ile hemen ulaşılabilirken, çoğunlukla patolojik tanıya beyin tümörü ameliyatından 5-8 gün sonra laboratuvarda yapılan özel patolojik boyanma süreçleri ile ulaşılabilir. Beyin tümörü ameliyatı sonrası yaşamı etkileyen diğer etkenler, hastanın yaşı, ameliyat öncesi klinik durumu, hastanın yaşı, tümörün tümünün çıkarılıp çıkarılmadığı, ek tedavi gerekliliği olup olmadığı, ameliyat sonrasındaki kognitif işlevlerinin yeterliliği ve ek tedavi gerekip gerekmediğidir. Tüm bunlar hekim, hasta, hasta yakınları ve gerekirse psikiyatrist desteği ile ortak değerlendirilmeli, hastaya ameliyatı yapan hekim olmanın yanında sosyal yaşamda da destek alabileceği noktalarda yardımcı olunmalıdır. Beyin tümörü ameliyatı sonrası inme (felç), ciddi entelektüel işlev bozukluğu, yatağa bağımlılık görülebilir. Bunların ameliyat sonrası olabilirliği her zaman var olsa da; genel görülme oranı düşüktür. Ameliyat sonrası ölüm ise çok nadirdir. Ameliyat öncesi öngörülebilen ciddi sekel olasılığı varsa, bu mutlaka hasta ve aile ile açıkça konuşulmalıdır.